İçindekiler
- 1 Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu
- 1.1 Bilişim Suçları
- 1.1.1 Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunda Suç Unsurları
- 1.1.2 Bilişim Yoluyla Dolandırıcılık ve Hırsızlık Suçları
- 1.1.3 Avrupa Siber Suç Sözleşmesi ve Türkiye’deki Uyum Çalışmaları
- 1.1.4 Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılmasında Etkin Pişmanlık Hükümleri
- 1.1.5 Bilişim Suçlarında Delil Toplama ve Dijital Adli İnceleme Süreçleri
- 1.1.6 Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılmasının Ekonomik ve Sosyal Etkileri
- 1.1.7 Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılmasının Önlenmesi için Teknolojik Tedbirler
- 1.1 Bilişim Suçları
Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu
Banka veya kredi kartı sahiplerinin rızası veya haberi olmaksızın para yatırması, çekmesi, havale yapması, döviz alma-satması halinde suç işlenebileceği gibi uygulamada genellikle mağazadan kartla ile yapılan alışverişlerde müşterinin karta dair bilgilerinin kopyalaması, ATM’lerde para çekilirken kullanılan sistem ile kart bilgilerinin kopyalanması ya da bilgisayardan kart bilgilerinin alınması halinde suç işlenmiş olacaktır. Bununla beraber ele geçirilen kart ve hesap bilgilerinin bilişim yoluyla hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarında araç olarak kullanılması nedeniyle, ele geçirilen kartların gerçek sahiplerinin de haksız bir şekilde yargılanmaları da günümüzde sıklıkla görünmektedir.
Bilişim Suçları
Konuyu en basitinden ceza hukuku bakımından ele alarak başlarsak, bilişim alanındaki suçlar, bu hukuk dalının en güncel ve en hızlı değişim gösteren konularından birini oluşturmaktadır. Bundan yıllar önce hiç veya açıkça öngörülemeyen ve dolayısıyla suç tipleri arasında düzenlenmeyen birtakım yeni fiiller ortaya çıkabildiği gibi, mevcut suç tipleriyle öngörülen fiillerin yeni yöntemlerle işlenmesi de söz konusu olabilmektedir. Bu bağlamda kanun koyucunun da bu alandaki değişim ve gelişmelere paralel olarak mevcut düzenlemelerini değiştirmesi ya da yeni düzenlemeler yapması gerekmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununda izinsiz bilişim sistemine girme suçunun düzenlemesiyle birlikte, hukuk sistemimizde, Avrupa Siber Suç Sözleşmesi’nin 2. maddesinde öngörülen hukuka aykırı erişim düzenlemesiyle de paralellik sağlanmıştır.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu 29.04.2004 tarihinde kabul edilmiş ve 01.06.2005 tarihinde de yürürlüğü girmiştir. 5237 sayılı yasada bilişim suçları onuncu bölümde “Bilişim Alanında Suçlar” başlığı altında, Kanunun ikinci kitabının “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmında yer almaktadır. Bilişim alanında suçlar bölümünde; hukuka aykırı olarak bilişim sistemine girme ve sistemde kalma suçu, bilişim sisteminin işleyişinin engellenmesi, bozulması, verilerin yok edilmesi veya değiştirilmesi suçu, bilişim sistemi aracılığıyla hukuka aykırı yarar sağlama suçu, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu ve yasak cihaz veya program kullanma suçu yer almaktadır.
Bilişim yoluyla işlenen diğer suçlar ise; kişisel verilerin kaydedilmesi suçu, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu, verilerin yok edilmemesi suçu, haberleşmenin engellenmesi suçu, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, bilişim sisteminin kullanılması yoluyla işlenen hırsızlık suçu ve bilişim sistemlerinin kullanılması yoluyla işlenen dolandırıcılık suçudur.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 245. Maddesinde banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu şu şekilde düzenlenmiştir.
(1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Birinci fıkrada yer alan suçun; a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin, b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın, c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
(5) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerle ilgili olarak bu Kanunun malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri uygulanır.
Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunun Cezası
Ceza Birinci fıkra kapsamındaki fiiller bakımından hem adli para cezası hem de hapis cezası öngörülmüştür. Bu kapsamdaki fiillerin faili üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacaktır. İkinci, fıkra kapsamındaki fiillerin faili, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacaktır. Üçüncü fıkra kapsamında fiili gerçekleştiren kişi dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca söz konusu suçun işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine de hükmolunacaktır.
Yasak Cihaz veya Program Kullanma Suçu
Yasal cihaz ve program kullanma suçu bilişim suçlarının işlenmesinde araç olarak kullanılan keylogger vb. programları kapsamakta olup, fikir ve sanat eserleri kanununda düzenlenen lisanssız program kullanma suçu ile karıştırılmamalıdır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 245/A Maddesinde banka yasak cihaz veya program kullanma suçu şu şekilde düzenlenmiştir.
(1)Bir cihazın, bilgisayar programının, şifrenin veya sair güvenlik kodunun; münhasıran bu Bölümde yer alan suçlar ile bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenebilen diğer suçların işlenmesi için yapılması veya oluşturulması durumunda, bunları imal eden, ithal eden, sevk eden, nakleden, depolayan, kabul eden, satan, satışa arz eden, satın alan, başkalarına veren veya bulunduran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması ve bilişim suçları alanında yazılacak bir makalenin devamında, konunun daha derinlemesine incelenmesi önem taşır. Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu, bilişim sistemlerinin gelişimiyle birlikte artan riskler ve bu suçun çeşitli şekillerde işlenmesi gibi konulara değinilebilir. Yazının devamında şu başlıklara yer vermek uygun olacaktır:
Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunda Suç Unsurları
Bu suçun işlenmesi için gereken koşullar arasında, başkasına ait bir banka veya kredi kartının kişinin rızası olmaksızın ele geçirilmesi ve kullanılması yer alır. Türk Ceza Kanunu’nun 245. maddesinde tanımlanan bu suç, fiilin yalnızca kart sahibinin maddi varlığına değil, aynı zamanda bankacılık güvenliğine de zarar verdiğinden toplum açısından önemli bir tehdittir. Özellikle kartın sahte yollarla çoğaltılması, ATM cihazlarına kopyalama cihazları yerleştirilmesi gibi yöntemlerle suç işlenmesi yaygınlaşmıştır. Bu suçun unsurlarının incelenmesi, yargılama süreçlerinde suçun tespiti ve cezalandırılmasında etkin bir rehber oluşturmaktadır.
Bilişim Yoluyla Dolandırıcılık ve Hırsızlık Suçları
Bilişim yoluyla dolandırıcılık ve hırsızlık suçları, sıklıkla banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu ile birlikte görülmektedir. Özellikle bilişim sistemlerine yetkisiz erişim sağlanarak kart bilgilerinin ele geçirilmesi, sahte kart üretimi ve online işlemler üzerinden haksız kazanç elde edilmesi gibi fiiller bilişim suçları kapsamına girmektedir. Bu suç türleri, Türk Ceza Kanunu’nda bilişim suçları arasında düzenlenmiştir ve elektronik yollarla işlenmesi sebebiyle klasik dolandırıcılık ve hırsızlık suçlarından farklı olarak ele alınır.
Avrupa Siber Suç Sözleşmesi ve Türkiye’deki Uyum Çalışmaları
Avrupa Siber Suç Sözleşmesi’nin 2. maddesi, hukuka aykırı erişim suçunu düzenler ve Türkiye bu sözleşmeye taraf olup uyum çalışmaları yapmaktadır. Bu bağlamda, bilişim suçlarına dair düzenlemelerin uyumluluğu ve güncellenme süreci büyük önem taşır. Türkiye’de 5237 sayılı TCK, bilişim suçlarının tanımını yaparken, aynı zamanda uluslararası normlara da uygunluk göstermeye çalışmıştır. Bu uyum çabaları, suçların önlenmesi, kovuşturulması ve mağdurların korunması açısından önem arz etmektedir.
Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılmasında Etkin Pişmanlık Hükümleri
Bankacılık ve bilişim suçlarında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilirliği, suçluların adalete katkı sağlaması açısından değerlidir. Türk Ceza Kanunu’nda, özellikle suçun ilk fıkradaki kapsamına giren fiiller için etkin pişmanlık hükümlerine yer verilmiştir. Suçlu, işlemiş olduğu suçtan pişmanlık duyarak mağdura zararını tazmin ettiğinde, cezai indirime gidilmesi söz konusu olabilir. Bu hükümler, failin suça dair verdiği bilgilerin suistimallerin önlenmesine katkı sağlaması açısından da teşvik edicidir.
Bilişim Suçlarında Delil Toplama ve Dijital Adli İnceleme Süreçleri
Bilişim suçlarının soruşturma aşamasında delil toplama süreci, dijital adli inceleme yöntemleri ile yürütülür. Bilişim sistemlerine yönelik suçlarda, delillerin hızlı bir şekilde toplanması ve doğru analiz edilmesi, yargılama sürecinin başarılı sonuçlanmasında hayati rol oynar. Dijital adli inceleme, suç unsurlarının tespit edilmesi, failin kimliğinin belirlenmesi ve suça dair ayrıntıların ortaya konması açısından önemlidir. Türkiye’de bu konuda uzmanlaşmış birimler, teknik donanımlarını artırarak bilişim suçlarıyla etkin mücadele etmektedir.
Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılmasının Ekonomik ve Sosyal Etkileri
Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması, yalnızca bireylerin ekonomik kayıpları ile sınırlı kalmaz; aynı zamanda bankacılık sistemine olan güveni de zedeler. Bu durum, tüketicilerin dijital platformlarda işlem yapma güvenliğini olumsuz etkileyerek ekonomiye de zarar verir. Suçun yaygınlaşması, hukuki yaptırımların yetersiz kaldığı algısını yaratabilir ve toplumsal güven kaybına yol açabilir. Bu nedenle, yalnızca cezai yaptırımlarla değil, toplumsal farkındalık kampanyalarıyla da suçun önlenmesine katkı sağlanmalıdır.
Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılmasının Önlenmesi için Teknolojik Tedbirler
Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanımını engellemek amacıyla bankalar ve finans kurumları, teknolojik tedbirler almak zorundadır. Çip teknolojisinin geliştirilmesi, biyometrik doğrulama yöntemlerinin kullanımı, çift aşamalı doğrulama ve sürekli hesap izleme gibi yöntemler bu tür suçların önlenmesinde önemli rol oynar. Ayrıca, müşterilere yönelik farkındalık çalışmaları da suçun önlenmesinde önemli bir adımdır.