İçindekiler
Medyum veya Büyücü Dolandırıcılığı
Her ne kadar kulağa ve göze tuhaf gelse de medyum (bazıları buna sahte medyum da der ancak gerçek medyum var mıdır o da ayrı bir konudur) dolandırıcı nedeniyle maddi ve manevi istismara uğrayan bir çok insan vardır. Bunun nedeni ise mağdurların hayatın içindeki kaygıları, uhrevi kavramlara gereğinden fazla değer vermesi ve hayatlarında bir vizyon eksikliğidir. Elbette aileler ve okullarda temel din eğitimi altında metafizik kavramların sorgulanmadan kişilere empoze edilmesi bir neden olarak gösterilebilir. Bununla beraber çocuk yaştaki bireylerin de sağlık sorunlarına büyücü, üfürükçü veya medyumlarda çözüm arayan ailelerin de varlığı nedeniyle bu konuyu ele almamız bir gereklilik halini almıştır.
Medyum veya Büyücü Dolandırıcılığı Nedir?
Nitelikli dolandırıcılık suçu Türk Ceza Kanununun 158. Maddesinin 1. Fıkrasının a bendinde düzenlenmiştir. Yasal düzenlemeye göre Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenen dolandırıcılık suçlarında hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz. Bu bağlamda önemli olan husus dolandırıcılık suçunun dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesi, bu suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren bir durum olarak kabul edilmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, dinin bir aldatma aracı olarak kullanılmasıdır.
Elbette bir çok inanç büyünün kötü bir şey olduğunu belirtmiştir ancak bununla beraber büyünün gerçek ve etkili bir şey olduğunu da belirtmiştir. Bu nedenle medyum, üfürükçü veya büyücü dolandırıcılığının bu suça dahil edilmesi bizce de doğrudur.
Dinin İstismar Edilmesi Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK 158/1-a)
Din, bir inanç sistemi; dini inanç ise bir dine inanan ve o dine üye olan kişinin duyguları olarak tarif edilebilir. Nitelikli dolandırıcılık suçunun dinin istismar edilmesi suretiyle işlenebilmesi için dinin bir aldatma aracı olarak kullanılması gerekir. Dini kurallara tabi kişilerin önemsediği değerler, dini inanç ve duygular aldatma vesilesi olarak kötüye kullanılmalı, bu şekildeki hile ile haksız bir yarar da elde edilmelidir.
TCK’nın 158. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, dolandırıcılık suçunun dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesi nitelikli hâl olarak kabul edilirken, dinin, dini inanç ve duyguların ya da başkaları için iyilik yapma hislerinin bir aldatma aracı olarak kullanılması aranmıştır. Önemli olan, dini inanç ve duyguların kötüye kullanılması suretiyle insanların aldatılması olup aldatma aracı olarak kullanılan din veya mezhebin hangi din veya mezhep olduğunun bir önemi bulunmamaktadır. Örneğin, fitre ya da zekat verileceğinden bahisle para toplanması, gerçekte cami yaptırma niyetinde olmayan bir kimsenin cami yaptıracağından veya yarım kalan camiyi bitireceğinden bahisle izinsiz olarak yardım toplaması ya da cemevi ya da kiliseye yardım duyurusuyla para istenmesi veya Hz. İsa’nın dünyaya dönüşünü sağlamak için altyapı oluşturmak üzere para toplanması, cenaze için Kur’an-ı Kerim okunacağı ve ardından zekat verileceğinden ya da söz konusu okumanın değerli bir ziynet eşyası üzerine yapılacağından bahisle yardım toplanması gibi durumlarda bir kısım dini inanç ve duyguların istismar edildiğinden söz edilebilecektir (CGK-K.2021/111).
“… Sanık hayali bir yaratıkla işbirliği yaptığını, kendisine verilen paranın Allah’a verildiğini, yabancı istihbarat birimlerinin peşinde olduğu gibi yalanlarla mağdurları aldattığından TCK’nın 158/1-a maddesinde düzenlenen dini inanç ve duyguların İstismar edilmesi suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu meydana gelmiştir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi – 2012/39544 karar). Karar özeti buradan alınmıştır.
Gizlilik
Avukatlık mesleğinin en önemli etik ilkelerinden biri gizlilik olup, hukuk büromuz; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile belirlenen gizlilik ve sır saklama ilkesini büyük bir özen ve hassasiyet göstererek uygulamaktadır. Bununla beraber ofisimiz, müvekkillere ait bilgi, belge ve verileri sır tutma yükümlülüğü ve veri sorumluluğu kapsamında gizli tutmakta, üçüncü kişilerle ve kurumlarla hiçbir durumda ve hiçbir şekilde paylaşmamaktadır. Bu bağlamda ofisimiz, dava dosyaları ile ilgili sır saklama yükümlülüğüne uyulacağını yazılı olarak da ilke edinmiştir.
AVUKAT DESTEĞİ
Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.
Yorum silindi