Basın Özgürlüğü: Düzeltme ve Cevap Hakkı
Basın özgürlüğü, Anayasa ile halka güvence altına alınan temel bir haktır. Vatandaşların fikirlerini özgürce ifade etmelerine ve kamu kurumlarını eleştirmelerine olanak tanır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (“AİHS”)’in en önemli hükümlerinden biri olan 10. maddesinde “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve verme özgürlüğünü de kapsar”. denilmektedir. İfade özgürlüğü ve yukarıda açıklandığı üzere bunun bir uzantısı olan basın özgürlüğü, önemli bir özgürlük alanı olması nedeniyle uluslararası toplum tarafından tanınmış ve koruma altına alınmıştır.
Ancak basın özgürlüğü mutlak bir hak değildir; basının kısıtlanabileceği durumlar vardır. Örneğin, kamu düzenini veya ulusal güvenliği tehdit ettiğinde. Ayrıca hükümet, basının yaptığı yanlışlar için yasal bir telafi yolu sağlamalıdır.
Medya, her şeyden önce, kamuoyuna bilgi aktarımında vazgeçilmezdir. Onsuz, insanlar güncel olayları takip etmekte zorlanırlar. Bu nedenle basın özgürlüğü, kamu düzeninin korunması açısından elzemdir. Eleştirmenler, duyulmadan bilgi iletmeyi zor bulacaktır. Ek olarak, hükümetlerin politikalarını genel halka yayma yolları da olmayacaktır. Buna göre basın, kamu düzeninin ve ulusal güvenliğin korunmasında kilit bir unsurdur. Bu, modern demokratik bir toplumu güncel olaylardan haberdar etmede basın özgürlüğünün ne kadar önemli olduğunun da bir göstergesidir.
Bununla birlikte, basın özgürlüğünün kusurları da vardır. Birçoğu, gazetecilerin olayları kamu tüketimi ve şöhret için sansasyonel hale getirdiğini düşünüyor. Ayrıca gazetecileri hükümet yanlısı bir önyargıya sahip olmakla veya belirli konuları diğerlerinden daha fazla sansasyonelleştirmekle eleştiriyorlar. Ayrıca bazıları, gazetecilerin siyasi hareketler ve isyanlar gibi toplumsal olaylar hakkında haber yapmasının yasaklanması gerektiğine inanıyor. Bu, onların sosyal huzursuzluğu kışkırtmalarını veya belirli sosyal gruplar içinde fikirleri teşvik etmelerini engelleyecektir. Bu tür eleştirilere rağmen, birçok kişi modern bir toplumda basın özgürlüğünün gerekli olduğunu düşünüyor.
Vatandaşların haklarını korumaya gelince, bunu yapmaya çalışan yasal mekanizmalar var. Örneğin: vatandaşların haklarını korurken, rahatsız edici medya kuruluşlarına karşı açılan davalar meşrudur. Bu, gazetecilerin yaptığı hataların çoğunun kötü niyetli olmadığını, daha çok aşırı heyecanlı olmalarının ve dolayısıyla sorumlu vatandaşların yapması gerektiği gibi eylemlerini kontrol edememelerinin bir sonucu olduğunu kabul eder. Basın özgürlüğü vazgeçilmez bir unsurdur vatandaşların bilgiye erişmesine ve fikirlerini özgürce ifade etmelerine izin verdiği için herhangi bir demokratik toplumun Ancak basın özgürlüğünün kısıtlanabileceği durumlar da vardır.
Eğer bir hata yapılırsa ve düzeltme veya düzeltme imkanı olursa, o zaman basın özgürlüğü bu talebi şevkle desteklemelidir. Örneğin, bir gazeteci birilerine karşı yanlış bilgi veya iftira niteliğinde suçlamalar içeren bir makale yazarsa, basın özgürlüğü düzeltme veya yanıta izin vermelidir.
Basın Kanununda Düzeltme ve Cevap Hakkı
Madde 14 uyarınca süreli yayınlarda kişilerin şeref ve haysiyetini ihlâl edici veya kişilerle ilgili gerçeğe aykırı yayım yapılması halinde, bundan zarar gören kişinin yayım tarihinden itibaren iki ay içinde göndereceği suç unsuru içermeyen, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmayan düzeltme ve cevap yazısını; sorumlu müdür hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, günlük süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç üç gün içinde, diğer süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren üç günden sonraki ilk nüshada, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır.
Düzeltme ve cevapta, buna neden olan eser belirtilir. Düzeltme ve cevap, ilgili yazıdan uzun olamaz. Düzeltme ve cevaba neden olan eserin yirmi satırdan az yazı veya resim veya karikatür olması hallerinde düzeltme ve cevap otuz satırı geçemez.
Süreli yayının birden fazla yerde basılması halinde, düzeltme ve cevap yazısı, düzeltme ve cevap hakkının kullanılmasına sebebiyet veren eserin yayımlandığı bütün baskılarda yayımlanır.
Düzeltme ve cevabın birinci fıkrada belirlenen süreler içinde yayımlanmaması halinde yayım için tanınan sürenin bitiminden itibaren, birinci fıkra hükümlerine aykırı şekilde yayımlanması halinde ise yayım tarihinden itibaren on beş gün içinde cevap ve düzeltme talep eden kişi, bulunduğu yer sulh ceza hâkiminden yayımın yapılmasına veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak yapılmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu istemi üç gün içerisinde, duruşma yapmaksızın, karara bağlar.
Sulh ceza hâkiminin kararına karşı acele itiraz yoluna gidilebilir. Yetkili makam üç gün içinde itirazı inceleyerek karar verir. Yetkili makamın kararı kesindir.
Düzeltme ve cevabın yayımlanmasına hâkim tarafından karar verilmesi halinde, birinci fıkradaki süreler, sulh ceza hâkiminin kararına itiraz edilmemişse kararın kesinleştiği tarihten, itiraz edilmişse yetkili makamın kararının tebliği tarihinden itibaren başlar.
Düzeltme ve cevap hakkına sahip olan kişinin ölmesi halinde bu hak, mirasçılardan biri tarafından kullanılabilir. Bu durumda, birinci fıkradaki iki aylık düzeltme ve cevap hakkı süresine bir ay ilave edilir.