Cinsiyet Değiştirme Ameliyatı
Cinsiyet değiştirme ameliyatı olmak isteyenlerin hukuki süreçlerine baktığımızda kanunun bu ameliyatı mahkeme iznine bağladığı görülmektedir. Bu lisans, Türk Medeni Kanunu’nun 40. maddesi kapsamındaki bir transseksüel lisansı davası ile alınabilir. Cinsiyet değiştirme ameliyatı konusunda uzmanlaşmış köklü hastaneler her zaman mahkemeden izin alırlar ve bu olmadan ameliyat olamazlar. Ancak açık yasal hükümler bulunurken, mahkeme kararı olmaksızın hukuka aykırı olarak yürütülen operasyonlar da bilinmektedir. Bu şekilde yapılan cinsiyet değiştirme ameliyatları, gerekli hastane şartlarında yapılmadığı için transların hayatlarını ciddi şekilde riske atmaktadır. Yasadışı ameliyatın çok büyük meblağlar gerektirdiği biliniyor, ancak yasal cinsiyet değiştirme sürecini de olumsuz etkiliyor.
Özetle, yasal olarak yasa dışı ameliyat geçiren translar, ameliyattan sonra ciddi sorunlar yaşıyor. Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra nüfusta cinsiyet ve isim değişikliği davaları mahkeme izni ile bu durum kayıt altına alınarak getirilmektedir. Açılan davada mahkeme, uygun ruhsat ve ameliyat raporlarına dayanarak kararını verdi. Yasadışı bir şekilde cinsiyet değiştirme ameliyatı geçiren trans kişiler, kalabalığın içinde cinsiyetlerini ve isimlerini değiştirmek için dava açıyorlar. Ancak bu davada, mahkemenin ön izni olmadığı için davanın reddedildiği, temyiz ve istinaf mahkemelerinin yıllar içinde bir sonuç için mücadele ettiği görülmektedir. Mahkemenin bu şekilde hareket etmesinin amacı, yasa dışı ameliyatı yasallaştırmak değildir, Türk Medeni Kanunu açıkça kişinin kendi zararından korunması gerektiğini belirtmektedir.
Yasadışı veya kaçak yoldan cinsiyet değişikliği ameliyatı yaptırarak cinsiyet değiştiren trans bireyler, nüfusta cinsiyet hanesinin ve isminin değiştirilmesi amacıyla bu yönde dava açmaktadırlar. Ancak bu durumda da Mahkemece önceden verilen bir iznin bulunmadığı nedeniyle davaların reddedildiği, yıllarca istinaf ve temyiz mahkemelerinde netice almaya çalışıldığı görülebilmektedir. Mahkemelerin bu şekilde hareket etmelerindeki maksat ise kaçak ameliyatı meşrulaştırmamak ve Türk Medeni Kanunu’nun kişiyi kendisinden de koruması gerektiğine yönelik açık hükümdür. Bununla beraber bu şekilde kaçak operasyon geçirmiş bir trans birey, mahkemede cinsiyet ve isim hanesini değiştirmediğinde ciddi ayrımcılığa da maruz kalmaktadır.
Bu nedenle, trans bireylerin hiçbir durumda kaçak ameliyatı tercih etmemeleri, usulüne uygun şekilde cinsiyet değişikliğine izin davası açarak mahkemece bir izni almaları ve yasaya uygun şekilde nüfusta cinsiyet ve isim değişikliği davalarını açmaları gerekmektedir.
Cinsiyet değiştirme davası iki aşamalı bir dava olup, bu davaların ilk aşaması ve önkoşulu, cinsiyet değişikliğine izin verilmesidir.
Türk Medeni Kanunu M. 40 uyarınca uyarınca, cinsiyetini değiştirmek isteyen kimsenin dava açarak izin alması gerekecektir.
Yasada bu iznin verilmesinin şartları açıkça belirtilmiştir.
- Talep sahibinin onsekiz yaşını doldurmuş bulunması ve evli olmaması.
- Bununla birlikte transseksüel yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu ve üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmi sağlık kurulu raporuyla belgelemesi koşullarının birlikte bulunması zorunludur.
Mahkemece yapılacak yargılama sonucunda, koşulların varlığı halinde, cinsiyet değiştirme izni verilmektedir. Bunun ardından verilen izne bağlı olarak amaç ve tıbbi yöntemlere uygun bir cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmi sağlık kurulu raporuyla doğrulanması halinde, nüfus kayıtlarında cinsiyet değişikliği için ikinci bir dava açılması gerekecektir. Yapılacak yargılama sonucunda, yasada aranan tüm koşulların gerçekleştiği tespiti halinde, nüfus kayıtlarında cinsiyet değişikliği kararı verilebilecektir.