İçindekiler
İdarenin Hizmet Kusurundan Kaynaklanan Davalar
İdare hukukunda davalar; idari işlemin iptali davaları ve idari işlem ya da idari eylemden kaynaklı tam yargı yani tazminat davaları olarak ayrıma tabi tutulmuştur.
İdari işlemin iptali davalarında idarenin yapmış olduğu bir işlemin hukuka aykırılığının tespiti için idari işlemin iptali davası açılırken idarenin bir eyleminden dolayı zarar ortaya çıkmış ise bu zararın giderilmesi için tam yargı davası açılabilmektedir.
İdarenin Hizmet Kusuru
Her hukuki sorumlulukta olduğu gibi idare de tıpkı gerçek kişiler gibi uğradığı zararı karşılamakla yükümlü olup hizmet sunarken uğradığı zararlardan da sorumludur. İdare hukukunda ise esas olan kusurlu sorumluluktur.
Anayasa’nın 125. maddesinde; İdarenin her türlü işlem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu ve idarenin kendi işlem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Buna göre idare, hizmetin işleyişi ve yerine getirilmesi sırasında gerekli önlemlerin alınmaması, hizmetin iyi çalışmaması veya aksaması gibi sebeplerle kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmek zorundadır. Hizmetin sağlıklı işlememesi nedeniyle kişilerin zarara uğraması halinde ortaya çıkan zararların idarece karşılanması zorunludur. Ayrıca, hizmeti ifa eden personelin görevi sırasında yaptığı iş ve işlemlerle ilgili kişisel kusurunun hizmet kusuru teşkil edeceği ve idarenin kusurunun tazmininden sorumlu tutulacağı idare hukukunun bilinen ilkelerinden biridir. bu hasar. Hizmet kusuru, kamu hizmetinin örgütlenmesinden ve işleyişinden kaynaklanmaktadır. Kamu hizmetinin eksik veya kötü yürütülmesi veya bu faaliyetin hizmetin gerekleriyle bağdaştırılamaması hâlinde, idarenin hizmeti kusurlu yürüttüğünü kabul etmesi zorunludur. Ancak idarenin fiil ve işlemleri nedeniyle hizmet kusuru işlediğini söyleyebilmek için tespit edilen hukuki engelin bir dereceye kadar ağır ve önemli olması gerekir.” Danıştay 15. Dairesi, E. 2014/744, K. 2018/197, Karar Tarihi: 18.1.2018
İdarenin Hizmet Kusuru Şartları
İdarenin kusurlu sorumluluğunun farkına varması, idarenin sorumluluğunu ortaya çıkaran bir fiilin gerçekleşmesi ile başlar. Bu konu idarenin bir tedbiri ile olabileceği gibi bazı durumlarda tedbir almaması yani tedbir almaması ile de olabilir. Tüm bunlara ek olarak, kusurun varlığı ve zarar ile kusur arasında illiyet bağı (neden-sonuç ilişkisi) bulunmalıdır. İdarenin yapmış olduğu bir işlemden sorumlu olabilmesi için, idari işlem ile bu eylemden doğan zarar arasında hukuki anlamda nedensellik bağının bulunması gerekir. Zarar ile idari işlem arasında doğrudan bir ilişki bulunmalıdır. Hizmet kusuru halinde idari yargıda idare aleyhine tam yargı davası açılmalıdır.
İdarenin Hizmet Kusuru Tazminat Davası
İdarenin yaptığı eylem ve işlemler nedeniyle kişilerin maddi ve manevi zararlarına uğramasından doğan sorumluluğuna idarenin hizmet kusurundan doğan sorumluluğu denir. Anayasa’nın 125/7. maddesi uyarınca idare, kendi fiillerinden doğan zararları tazmin etmekle yükümlüdür.
İdarenin hizmet kusurundan sorumluluğu, idari işlem ve işlemlerde kusur bulunup bulunmadığına bağlıdır. İdarenin hizmet kusurundan doğan sorumluluğuna ilişkin düzenleme 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda yer almaktadır. Bir kamu hizmetinin mevzuat hükümlerine aykırı olarak, zamanında ve gereği gibi yapılmaması hâlinde idarenin hizmet kusuru gündeme gelmektedir. İdareden kaynaklanan hizmet aksaması nedeniyle kişiler maddi ve manevi zarara uğrayabilir.
Yukarıda açıkladığımız gibi, idarenin eylem ve işlemlerinden dolayı kişilerin maddi ve manevi zarara uğraması halinde, tam yargı davası açılarak bu zararların giderilmesi mümkündür. İdarenin hizmet kusurundan kaynaklanan zararların giderilmesi için açılan tam yargı davası esasen bir tazminat davasıdır.
İdarenin Hizmet Kusuru Dava Koşulları
İdarenin hizmet kusuru nedeniyle maddi veya manevi zarara uğraması halinde, idarenin bu zararlardan dolayı mali yaptırıma tabi tutulabilmesi için belirli şartların bulunması gerekir. Dava açılabilmesi için gerekli şartlar şunlardır:
- Zarara neden olan eylemin idare tarafından yerine getirilen bir kamu hizmeti olması gerekir.
- İdarenin yaptığı hizmetin türüne göre farklılık gösterecek bir kusur bulunmalıdır.
- Zarar idarenin yerine getirdiği kamu hizmeti nedeniyle gerçekleşmiş olmalıdır.
- Zarar görenin idarenin bu eyleminin hatalı olduğunu ispat etmesi gerekir.
- Davanın kanunda belirtilen süre içinde açılması gerekir.
İdarenin hizmet kusuru halinde bu fiillerden zarar görenlerin tam yargı davası dediğimiz tazminat davası açabilmeleri için bazı usuli şartları yerine getirmeleri gerekmektedir.
İdari işlemler nedeniyle hakları ihlal edilenler, bu işlemleri öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl içinde, yazılı bildirimde bulunarak veya başka bir surette ve her halükarda dava açmadan önce beş yıl içinde ilgili idareye başvurmalıdır. idari dava açabilir ve haklarının yerine getirilmesini isteyebilir.
Bu taleplerin kısmen veya tamamen reddedilmesi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini takip eden günden itibaren 60 gün içinde veya otuz gün içinde talebe cevap verilmemesi halinde tebliğ tarihinden itibaren 60 gün içinde idari yargıda dava açılabilir.
İdarenin Hizmet Kusuru Sayılan Haller
- Hizmetin Kötü İşlemesi:Hizmetin gerektiği gibi yürütülememesi durumudur.
- Hizmetin Geç İşlemesi: Hizmet normal sayılamayacak bir gecikme ile yapılması durumudur.
- Hizmetin Hiç İşlememesi: İdare yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmet için hiçbir şey yapmazsa, atıl kalırsa hizmetin hiç çalışmaması nedeniyle hizmet kusuru oluşur. İdarenin yapmakla yükümlü olduğu hizmetler bakımından, idarenin eylemsizliği açık hizmet kusuru olarak kabul edilir.
AVUKAT DESTEĞİ
Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.