İçindekiler
Kamu Davası
Ceza muhakemesinde kamu davası, bir suçun işlendiğine dair yeterli şüphenin bulunduğu kanaatiyle savcılık tarafından açılan herhangi bir ceza davasıdır. Savcılık tarafından ceza mahkemelerine taşınan tüm davalar kamu davası niteliğindedir. Hem şikayet üzerine hem de savcılık tarafından kendiliğinden açılan tüm ceza davaları hukuken kamu davası olarak kabul edilir. Soruşturma konusu suçun şikayete tabi olup olmamasının, kamu davası olup olmamasından bağımsız olarak ceza davasının niteliği ile hiçbir ilgisi yoktur.
Son soruşturmanın açılması kararı ile açılan ceza davaları da kamu davası niteliğindedir.
Cumhuriyet savcısı, ihbarla veya başka bir şekilde suç işlendiği izlenimi veren bir durumu öğrendiği anda, kamu davası açılmasına yer olup olmadığına karar vermek üzere derhal olayın aslını araştırmaya başlar. (CMK m.160/1).
Soruşturma aşaması sonunda toplanan deliller, suçun işlendiğine dair yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı iddianame hazırlar ve kamu davası açar (CMK md.170/2). Soruşturma aşamasının sonunda Cumhuriyet savcısı, kamu davası açılması için şüphe oluşturacak yeterli delil bulunmadığı veya kovuşturma açılmasına imkan bulunmadığı hallerde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir (CMK 172/1). Kamu davası açmak için yeterli şüphe bulunmasına rağmen, bazı durumlarda kamu davası açmak yerine kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verebilir.
İddianamenin üst kısmında “Davacı: K.H.” “KH” “Kamu Hukuku” anlamına gelir. Çünkü şikayetçi olsun ya da olmasın her ceza davası kamu davası niteliğindedir.
Kamu davasının temel amacı, iddia edilen suçla ilgili maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Maddi gerçek, yaşanmış bir olayın kanıtlarla temsilidir.
Ceza muhakemesi hukukunda kural olarak ceza davasının aleniliği ve yükümlülüğü ilkesi geçerlidir. Yani bir suç işlendiğinde savcılık araştırmak, delil toplamak ve dava açmak, ceza mahkemesinde açılan davayı sonuna kadar takip etmek zorundadır. Kamu davasının açılmasının gerekliliği ilkesinin istisnası, savcılığın bazen KYOK’a veya “kamu davası açılmasının ertelenmesine” karar vermesidir.
Kamu Davasının Açılması
Kamu davası açma görevi Cumhuriyet savcısına aittir. Savcı, iddianame düzenleyerek yetkili ve yetkili mahkemede kamu davasını açar.
Savcı, şikayeti takip eden suçlarda şikayet hakkı bulunan kişinin şikayeti üzerine, suçun takibi şikayete bağlı değilse, bizzat araştırma yaparak delilleri toplamalı ve, şüphe için yeterli sebep varsa, iddianame ile ceza mahkemesinde dava açmalıdır.
Kamu davasını açan iddianamede (CMK 170) aşağıdaki hususlara yer verilmesi gerekir:
- Şüphelinin kimliği,
- Şüphelinin müdafii (avukatı),
- Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
- Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
- Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
- Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
- Şikâyetin yapıldığı tarih,
- Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
- Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
- Suçun delilleri,
- Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri.
Kamu davasını açan iddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır; yüklenen suçu oluşturan olaylar ve suçun delilleriyle ilgisi bulunmayan bilgilere yer verilmez.
İddianamenin sonuç bölümünde sanığın aleyhine olduğu kadar lehindeki hususlar da ileri sürülüyor. İddianamenin sonuç bölümünde, işlenen suç nedeniyle ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangisinin talep edildiği; Suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde ilgili tüzel kişiye uygulanabilecek güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.
Hakkında ceza mahkemesinde kamu davası açılan kişiye “sanık” denir.
Kamu davası asliye ceza mahkemeleri ve ağır ceza mahkemeleri gibi genel mahkemelerde açılabileceği gibi, suçun niteliğine göre özel mahkemelerde de açılabilir. Örneğin, kasten öldürme suçunun zanlısı on sekiz yaşından küçük ise kamu davasına bakmakla çocuk ağır ceza mahkemesi görevlidir.
Kamu Davası Açarken Savcının Takdir Yetkisine Sahip Olduğu Haller
Cumhuriyet savcısı kural olarak bir suçun işlendiğine kanaat getirdiği takdirde kamu davası açmakla yükümlüdür. Ancak bazı hallerde kamu davası açıp açmama konusunda Cumhuriyet savcısının takdir yetkisi bulunmaktadır. Cumhuriyet savcısının kamu davası açıp açmama konusunda takdir yetkisinin bulunduğu hallerde, kovuşturmaya yer olmadığına (KYOK) veya kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verebilir.
Cumhuriyet savcısının kamu davası açıp açmama konusunda takdir yetkisine sahip olduğu haller şunlardır (CMK md. 171):
Kişisel Cezasızlık Nedenleri: Örneğin TCK 167/1’e göre hırsızlık suçu altsoya veya altsoya karşı işlenmişse suçu işleyen ilgili yakına ceza verilmeyeceğinden savcılık kamu davası açıp ceza veremez.
Etkin Pişmanlık: Etkin pişmanlık uygulaması sanığın cezalandırılmadığı sonucunu teyit ederse, Cumhuriyet Savcısı kamu davası açmadan kovuşturmaya yer olmadığına (KYOK) karar verebilir.
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi: Cumhuriyet savcısı, üç yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda, yeterli şüphe bulunmasına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine karar verebilir. Erteleme süresi içinde kasten suç işlenmezse kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir. Erteleme süresi içinde kasten suç işlenmesi halinde kamu davası açılır. Erteleme sırasında zamanaşımı işlemez (CMK m.171/2). Kamu davasının açılmasının ertelenmesi için aşağıdaki şartların birlikte gerçekleşmesi gerekir (CMK md. 171/3):
Şüphelinin daha önce kasten işlenen bir suçtan hapis cezası almamış olması,
Soruşturma, kamu davasının açılmasının ertelenmesi halinde şüphelinin suç işlemekten kaçınacağı kanaatini verirse,
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi, kamu davası açılmasındansa sanık ve toplum için daha faydalıdır,
Suçun işlenmesi sonucunda mağdurun veya kamunun uğradığı ve Cumhuriyet savcısı tarafından belirlenen zararın tazmin, tazmin veya tazmin yoluyla giderilmesi.
Kamu Davalarında Şikayet ve Şikayetin Geri Çekilmesi
TCK’da takip şikayetine konu suçlar tek tek sıralanıyor. Şikâyet üzerine suçlarda kamu davasının açılabilmesi, mağdurun veya zarar görenin şikâyet başvurusuna bağlıdır. Cumhuriyet Savcısı şikayet üzerine soruşturma başlatır ve suç işlendiğine dair yeterli şüphe görürse iddianame hazırlayarak ceza mahkemesinde kamu davası açar. Örneğin, basit yaralama ve hakaret suçunun işlendiğini iddia eden mağdurun şikayeti üzerine soruşturma yaparak suçun işlendiğini tespit eden Cumhuriyet savcısı, asliye ceza mahkemesinde kamu davası açacaktır. failin basit yaralama veya hakaret suçundan cezalandırılması için ilk derece mahkemesi.
Şikâyet ile takip edilmeyen suçlarda soruşturma yürütülebilmesi için şikâyetçi olunmasına gerek yoktur. Cumhuriyet savcısı bu suçları otomatik olarak soruşturur ve kamu davası açar. Örneğin hırsızlık, dolandırıcılık, belgede sahtecilik, güveni suistimal, cinayet, yağma, kişisel verilere el konulması veya yayılması vb. suçlar, Cumhuriyet Savcılığının şikayete gerek kalmaksızın resen işlem yapması ve kamu davası açması gereken suçlar arasındadır. dava.
Kamu davasında şikayetten vazgeçme, kovuşturma aşamasında şikayetçinin eski şikayetinden vazgeçmesidir. Şikayetin geri alınması, şikayete konu suçlar bakımından kamu davasının düşmesi sonucunu doğurur. Şikâyetten sonra gelen suçlarda şikâyetin reddi kararının verilebilmesi için yargılanmakta olan sanığın da vazgeçmeyi kabul etmesi gerekir. Sanık beraat etmeyi kabul etmezse açık yargılamaya devam edilir, yargılama sonunda sanık beraat edebilirse beraat kararı verilir.
İştirak halinde suç işleyen sanıklardan biri hakkında şikayetten feragat, diğerlerini de kapsar (TCK 73/5). Örneğin, üç kişinin birlikte hafif yaralama suçundan şikayetçi olan mağdur, kendisini dövenlerden herhangi biri hakkında kamu davası açıldıktan sonra şikayetinden vazgeçerse, herkes hakkında şikayetinden vazgeçmiş sayılır. sanıklar
Şikâyete tabi olmayan, yani resen (resen) soruşturulup kovuşturulan suçlarda şikâyetten vazgeçmek hukuk davasını düşürmez. Mağdur veya zarar gören şikayetten vazgeçse bile ceza mahkemesi kamu davasının görülmesine devam eder. Takibi şikâyete bağlı olmayan suçlarda, sanık hakkında şikâyetten feragat edilmesi, suça ortak olsa bile diğer sanığı etkilemez. Örneğin, cinayet işlediği iddiasıyla yargılanan iki sanıktan biri hakkında şikayetten vazgeçmenin diğer sanık üzerinde bir etkisi olmayacaktır. Şikayetçi, şikayetinden vazgeçmediği diğer sanık hakkında şikayette bulunmaya devam edebilir ve kamu davasına müdahil olarak katılabilir.
Reşit olmayan çocuklar ana ve babanın müşterek velayeti altında olduğundan, kamu davasında şikayetten vazgeçme hakkının da ana ve baba tarafından birlikte kullanılması gerekir. Diğer bir deyişle, ortak velayet altındaki çocuğa karşı şikayete konu bir suçta, babanın şikayetten vazgeçmesine rağmen anne şikayette bulunursa, suç doğrultusunda suç soruşturularak ceza davası açılmalı ve yürütülmelidir. annenin şikayeti ile
Kamu Davalarına Katılma (Dahil Olma)
Mağdurlar, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile mali sorumluluğu bulunanlar, karar kesinleşinceye kadar ilk derece mahkemesindeki kovuşturma aşamasının her aşamasında şikayetçi olduklarını beyan ederek kamu davasına katılabilirler. işlendi. İtiraz, temyiz veya temyiz aşamalarında kamu davasına katılma talebinde bulunulamaz. Ancak, ileri sürülen ancak reddedilen veya ilk derece mahkemesince karara bağlanmayan kamu davasına katılma talepleri, itiraz, temyiz veya temyiz başvurusunda açıkça belirtilmiş olup olmadığı incelenir ve karara bağlanır (CMK md.237).
Kamu davasına katılma (davaya katılma), kamu davası açıldıktan sonra davanın açıldığı mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma talebini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına kaydedilmesi (CMK m) ile yapılır. .238/1). Yani, kamuya açık bir duruşmaya katılma isteği, mahkemeye dilekçe vererek veya duruşmada ifade vererek ifade edilebilir.
Mağdur veya mağdur, hukuk davasına katıldığında, cinsel saldırı ve beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda baro tarafından kendisine bir avukat atanmasını talep edebilir. Mağdur veya yaralanan çocuk, sağır ve dilsiz veya kendini savunacak kadar akıl hastası ise avukat tayini talep edilmez (CMK md.239).
Bir kamu davasına katılan (müdahil olan) mağdur veya suçtan zarar gören, kamu davasını sonuçlandıran kararlara karşı itiraz, temyiz veya temyiz gibi kanun yollarına başvurma hakkına sahiptir (CMK m.234/1-b-6). ).
Harika bir avukat, teşekkürler.