İçindekiler
Şantaj Suçunun İspatı
Şantaj suçunun ispatı için, mağdur tarafından somut delillerin ortaya konulması gerekmektedir. Sanık, kanunen suçsuz kabul edilen bir kişi olduğu için şüphelerin giderilmesi için delillere ihtiyaç vardır. Sanığın mahkum edilebilmesi için, sanığın suçunu ispat etmek için mağdur tarafından çeşitli delillerin ortaya konulması gerekmektedir. Mağdur tarafından sunulan deliller arasında, şantaj suçunun somut bir belirtisi olarak görülen ödemeler, şantajcının talepleri, görüşme kayıtları veya e-posta iletileri gibi çeşitli deliller olabilir. Delillerin güvenilirliğinin teyid edilmesi ve ispat edilmesi için, bu delillerin mahkeme tarafından kabul edilebilir şekilde önceden belirlenmiş kriterleri karşılaması gerekmektedir. Ayrıca, delillerin güvenilirliğinin teyid edilmesi için mağdur veya tanıkların tanıklıklarının alınması ve konuşmalarının kaydedilmesi de gerekebilir.
Zira hakimliğin veya mahkemenin cezayı vermesi için, fail tarafından işlenip işlenmediği hususunda hukuka uygun delillerin mevcudiyetine tamamıyla inanılması gerekmektedir. Bu nedenle, Ceza Muhakemesi Sistemimizde, “Delil Serbestliği” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre, Yargılama makamının tam ve vicdanı kanaatiyle, hukuka uygun araçlar kullanarak, fiilin işlenip işlenmediği konusunda güvenilir bir kanaate sahip olması şarttır, ki hakim ceza vermeye karar verebilsin.
Şantaj suçunun ispat edilmesi için, Yargıtay tarafından belirlenmiş önemli kriterler mevcuttur. Ispat hususunda, sanığın ikrarı, tanık beyanları, gizli ses kayıtları, HTS kayıtları ve mesaj içerikleri gibi deliller önemli rol oynamaktadır. Yargıtay, bu tür delilleri ispat yönünde kabul etmekte ve ilgili kararları bu delillere dayanarak vermektedir. Bu açıdan, şantaj suçuyla ilgili olarak ispat değerlendirmelerinde bu delillerin önemli bir rolü vardır.
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2016/10279 sayılı kararı
Katılan ve tanık beyanlarına göre; sanığın teyzesi olan katılana, kardeşi …’nin elinde, … isimli şahısla birlikte çekilmiş müstehcen fotoğraflarının bulunduğunu, bunun birilerinin eline geçmesi halinde kan çıkacağını söyleyerek katılandan bu sebeple para istediğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında şantaj suçundan mahkumiyet yerine, yerinde görülmeyen gerekçeyle beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2014/37005 sayılı kararı
Katılanın iddialarını doğrulayan tanıkların beyanları yöntemince tartışılıp reddedilmeden ve sanığın soruşturma evresindeki “alkollüydüm, böyle bir şey demiş olabilirim” biçimindeki tevil yollu ikrarı açıklattırılmadan yetersiz ve yerinde görülmeyen gerekçeyle beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2019/7892 sayılı kararı
Katılanın milli sporcu olduğu, sanıkların katılana danışmanlık yaparak yardımcı oldukları, bu hususta aralarında ücret sözleşmesi bulunduğu ancak katılanın, aldığı ödüllerden hakları olmadığı düşüncesiyle sanıklara pay vermediği ve bu nedenle tarafların arasında fiillerin işlenmesinden sonra açılan alacak davasının bulunduğu anlaşılan olayda; sanıkların, katılandan yardımları neticesi sözleşme gereği alacakları olduğunu ve bunun ödenmesini istediklerini kabul etmeleri, özellikle sanığın soruşturma aşamasında katılanın haklarına düşen parayı ödemesi için bahse konu mesajı uyarı niteliğinde gönderdiğini ikrar etmesi karşısında; sanık savunmaları, katılanın beyanları ve tarafların arasında varolan alacak iddiasının dosyada sanıkların katılana gönderdikleri sabit kabul edilen mesaj içerikleri ile birlikte bu hususlar gözetilmek suretiyle değerlendirilerek şantaj suçunun oluşup oluşmadığının tartışılması gerektiği gözetilmeden, yasal olmayan gerekçeyle beraat kararları verilmesi yasaya aykırıdır.