İçindekiler
İrtikap Suçu, Şartları ve Cezası
İrtikap suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 250. maddesinde düzenlenen bir suçtur. Bu suç, kamu görevlisinin görevinin sağladığı nüfuzu veya güveni kötüye kullanarak kendisine veya başkasına yarar sağlaması ya da bu yolda vaatte bulunması için bir kimseyi zorlama veya ikna etmesi şeklinde işlenebilir. Bu suçla korunan hukuki değer, kamu idaresinin güvenilirliği ve saygınlığıdır.
Suçun Maddi Unsurları
İrtikap suçunun maddi unsurları şunlardır:
– Fail: Suçun faili, kamu görevlisi olmalıdır. Kamu görevlisi, devlet veya diğer kamu tüzel kişilerinin organ, memur veya hizmetlilerinden ya da bunların gözetimi veya denetimi altında çalışan kişilerden oluşur.
– Mağdur: Suçun mağduru, kamu görevlisinin zorladığı veya ikna ettiği kişi olabilir. Bu kişi gerçek veya tüzel kişi olabilir.
– Fiil: Suçun fiili, kamu görevlisinin görevinin sağladığı nüfuzu veya güveni kötüye kullanmasıdır. Bu fiil, iki şekilde gerçekleşebilir:
– İcbar suretiyle irtikap: Kamu görevlisinin, bir kimseyi kendisine veya başkasına yarar sağlamaya veya bu yolda vaatte bulunmaya zorlamasıdır. Bu zorlama, cebir veya tehdit boyutuna varmamalıdır. Aksi takdirde, gasp suçu oluşur. Kamu görevlisinin haksız tutum ve davranışları karşısında, kişinin haklı bir işinin gereği gibi, hiç veya en azından vaktinde görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek, kamu görevlisine veya yönlendireceği kişiye menfaat temin etmiş olması halinde de icbarın varlığı kabul edilir.
– İkna suretiyle irtikap: Kamu görevlisinin, hileli davranışlarla bir kimseyi kendisine veya başkasına yarar sağlamaya veya bu yolda vaatte bulunmaya ikna etmesidir. Bu ikna, kişinin hatasından yararlanarak da gerçekleştirilebilir.
– Yarar: Suçun maddi konusu, kamu görevlisinin kendisine veya başkasına sağladığı ya da vaat ettiği yarardır. Bu yarar, para olabileceği gibi her türlü malvarlığı değeri de olabilir.
Suçun Manevi Unsurları
İrtikap suçunun manevi unsuru kasttır. Yani fail bu suçu ancak kasten işleyebilir. Failin, fiilini gerçekleştirirken kamu idaresinin güvenilirliğini zedeleyeceğini bilmesi ve istemesi gerekir.
Suçun Hukuka Aykırılığı
İrtikap suçunu hukuka uygun kılan bir neden bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu suç her zaman hukuka aykırıdır.
Suçun Kusurluluğu
Suçun kusurluluğu, failin suçun oluşumunda kendi iradesinin rolüne göre değerlendirilir. Failin, suçun maddi ve manevi unsurlarını bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi halinde kusurlu olduğu kabul edilir. Failin, suçun oluşumunda etkisi olmayan veya az olan bir hata veya eksiklik yapması halinde ise kusurluluğu hafifletilebilir.
Suçun Cezası
İrtikap suçunun cezası, suçun işleniş şekline göre değişir. TCK’nın 250. maddesine göre:
– İcbar suretiyle irtikap suçu için beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
– İkna suretiyle irtikap suçu için üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
– Kişinin hatasından yararlanarak ikna suretiyle irtikap suçu için bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Ayrıca, irtikap edilen menfaatin değeri ve mağdurun ekonomik durumu göz önünde bulundurularak, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
İrtikap Suçu
İrtikap suçu, kamu görevlisinin nüfuzu kötüye kullanarak kendi çıkarı veya başkalarının çıkarı için muhatap olduğu kişileri yönlendirmesi veya vaatte bulunmasıyla gerçekleşen bir suçtur. Bu suç, kamu görevlisinin tek taraflı olarak mağdurun iradesini etkileyerek işlenir ve kamu idaresinin güvenirliğine ve işleyişine karşı işlenen suçlar kategorisinde yer alır.
Bu suç, üç farklı şekilde işlenebilir:
- İcbar (Zorlama) Suretiyle İrtikap Suçu: Kamu görevlisi, muhatap olduğu kişilere zorlayıcı veya baskı kurarak onları yarar sağlamaya veya vaatte bulunmaya yönlendirir. Bu durumda, muhatap kişi kendisini zorlanmış hisseder ve bu nedenle kamu görevlisinin isteklerine uyar.
- İkna Suretiyle İrtikap Suçu: Kamu görevlisi, muhatap kişileri ikna ederek onları yarar sağlamaya veya vaatte bulunmaya yönlendirir. Bu durumda, kamu görevlisi muhatap kişiyi ikna etmek için manipülatif taktikler kullanabilir ve böylece muhatap kişinin rızasını alır.
- Muhatabının Hatasından Yararlanarak İşlenen İrtikap Suçu: Kamu görevlisi, muhatap kişinin bir hatasından faydalanarak onu yarar sağlamaya veya vaatte bulunmaya yönlendirir. Bu durumda, kamu görevlisi muhatap kişinin hatasını kullanarak onu manipüle eder ve böylece istediği sonucu elde eder.
Bu suçun işlenmesi, kamu görevlisinin gücünü kötüye kullanması ve kamu güvenliğine zarar vermesi anlamına gelir. Bu nedenle, irtikap suçuyla mücadele etmek ve kamu görevlilerinin yasalara uygun davranmasını sağlamak önemlidir. Bu suçun cezaları ciddi olabilir ve yasalar tarafından belirlenen cezalarla kamu görevlileri bu tür suçları işlemekten caydırılabilir.
İrtikap Suçunun Cezası
İrtikap Suçunun Şartları
İrtikap suçu, faili olarak kamu görevlisinin kabul edildiği ve ceza hukukunda “özgü suç” olarak nitelendirilen suç tiplerindendir. Bu suçu işlemek için failin bir kamu görevlisi olması gerekmektedir; yani kamu görevlisi olmayan kişiler irtikap suçu işleyemezler. Ancak, kamu görevlisi dışındaki kişiler bu suça iştirak ettiklerinde, örneğin suça yardım etme veya azmettirme gibi iştirak hükümleri gereği yargılanabilirler.
Türk Ceza Kanunu’nun 6/1-c maddesine göre kamu görevlisi şu şekilde tanımlanmıştır:
“Kamu görevlisi” deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi anlaşılır.
Bu tanıma göre, milletvekilleri, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri gibi seçilenler; avukatlar, hakimler, savcılar, bilirkişiler, tanıklar gibi yargı görevi yapanlar; kaymakamlar, valiler, öğretmenler, emniyet müdürleri, polisler gibi atanmış memurlar kamu görevlisi olarak kabul edilir.
Bu tanıma göre, kamu görevlilerinin suç işlemesi durumunda, bu suçlar özel ceza hükümlerine tabi olabilir ve kamu güvenliği ile ilgili ciddi sonuçlar doğurabilir. Dolayısıyla, kamu görevlilerinin yasalara uygun davranması ve güçlerini kötüye kullanmamaları büyük önem taşır.
Avukat Desteği
Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.
Gizlilik
Avukatlık mesleğinin en önemli etik ilkelerinden biri gizlilik olup, hukuk büromuz; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile belirlenen gizlilik ve sır saklama ilkesini büyük bir özen ve hassasiyet göstererek uygulamaktadır. Bununla beraber ofisimiz, müvekkillere ait bilgi, belge ve verileri sır tutma yükümlülüğü ve veri sorumluluğu kapsamında gizli tutmakta, üçüncü kişilerle ve kurumlarla hiçbir durumda ve hiçbir şekilde paylaşmamaktadır. Bu bağlamda ofisimiz, dava dosyaları ile ilgili sır saklama yükümlülüğüne uyulacağını yazılı olarak da ilke edinmiştir.